Kendinizi ve işinizi anlatır mısınız?

Ümmügülsüm DİM KAPLAN. Üniversite Beden Eğitimi BESYO mezunuyum ama ticarette 15 senedir çalışıyorum. Babamın mesleğini devam ettiriyorum aslında ama farklı sektörlerdeyiz. İnşaat malzemesi dükkânımız vardı. Daha sonra otelcilik ve turizm sektöründe çalışmaya başladık. Göcek’te çalıştığımız için turizmle uğraştık şu anda da hala faal olarak otelciyiz.

Babanızla çalışmaya, babanızın işini yapmaya nasıl başladınız? Süreci bize anlatır mısınız?
Babamla ilk başta, lisede okurken yaz tatillerinde başladık. Ama sürekli birlikte çalıştık. Önce çay, temizlik gibi işlerle en temelden başladım. Daha sonra banka işlerine, imza yetkisine kadar aldım. Turizm kolay görünüyor ama çok zor. İlk başta inşaat malzemesi işinde çalışırken sıfatlar daha kolaydı, saygı çerçevesi biraz daha azdı. Ama turizmle beraber misafirlerle kalite artınca biraz daha kendimizi de vizyon olarak düzeltmek zorunda kaldık. Farklı koşullarda, farklı durumlara ayak uydurduk açıkçası. Bu şekilde işimizi sürdürüyoruz.

Yeniden seçim şansınız olsa bugün yine bu iş yapma kararı alır mıydınız?
Yani Göcek’te yaşadığım sürece turizmde kesinlikle uğraşırdım. Otel olmaz da restoran olurdu. Ama tabii ki kesinlikle işletmecilik yapardım.

Bu işi yapıyorum çünkü…
Mutluyum, özgürüm, kendi işim ve kazancı da gayet güzel. Bir sınırı yok. Bir sınıra girmiyorum. Sabah sekiz gibi bir mesaim yok. O düzensizliği daha çok seviyorum, koşturuyorum. Gece-gündüz zamansız seviyorum.

Ailede erkek kardeşiniz var mı? Yoksa eğer erkek kardeşiniz olsaydı bugün olduğunuz pozisyonda olur muydunuz?
Bir tane erkek kardeşim var. Onunla çalışmayı çok seviyorum. Ailem hiçbir zaman kız evlat erkek evlat diye bir ayrım yapmadığı için önüm hep açıktı. İki kardeş de zaten farklı kulvarlarımız var. Herkes iş yükünü bölüştüğü için hiçbir sıkıntı olmuyor aramızda.

Aile işinde babanızla birlikte çalışmanın zorlukları ve kolaylıklarını aktarır mısınız?
Önce olumsuzunu söyleyeyim. Babayla çalışmak çok zor. Çünkü zaman ve nesil değişiyor. Babalar buna ayak uydururken, iletişimde, üslupta, anlatırken biraz zorlanabiliyoruz. Ama babam vizyon sahibi bir insan. Bize ayak uyduruyor ve böylelikle işimiz kolaylaşıyor. Tabi belli net kalıpları da var onun dışına çıkamıyoruz maalesef. Olumlu, güzel tarafı da onun tecrübesinden yararlanıyor olmam mükemmel bir şey. Şu anda 30 yaşında olup Göcek’in en iyi butik oteline sahip olmak ve konuşulmak benim için bir başarı.

İş hayatınızda babanızla unutamadığınız, sizin için dönüm noktası olan bir anınız var mı?
Benim için kırılma noktası şuydu: Öğretmendim ve memurluk sınavına ben de hazırlandım. Çünkü ailemin bir tarafı istiyordu, babam hiç istemiyordu. Beni sadece o desteklemiyordu sınav ile ilgili. Sınava girdim, Ankara’ya mülakatlara kadar gittim fakat olmadı. Her şerde bir hayır varmış. Babam dışında herkes üzgündü, ağlıyordu. Sadece babam arkamdaydı. Beni destekledi ve ondan sonra da bu yoldan yürüyeceğim diye netleştirdim kararımı.

İş hayatınızda babanızın desteği ve güveni sizce önemli mi?
Çok önemli. O olmasaydı 15 yaşından beri ticaretin içinde kesinlikle olmazdım. Anne de baba da eşit şekilde yönlendiriyor ama anne direkt memur olarak sabah sekiz akşam beş olsun, aldığınız maaş belli olsun düşüncesindeydi. Babam da kendisi de dâhil ticaretle uğraştığı için hiçbir zaman bizi bu şekilde yetiştirmedi. Hep vizyonlu, bankaya girin çıkın, kendi işinizi kendiniz halledin, mesaisiz düzensiz bir işiniz olabilir ama kazancınız ona göre olur derdi. Evde gelir hesap tuttururdu bize de. Sürekli bir muhasebe içindeydik kendi aramızda da birlikte çalıştık zaten.

Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından sizce kız çocuklarının da erkek çocuklar gibi aile işlerinde yer almasının önemi nedir?
Kesinlikle kızların her alanda daha aktif olması çok önemli. Bence kızlar daha ileri görüşlü. İş hayatında hangi alanda olursa olsun daha ayrıntıcılar, daha titizler, daha disiplinler diye düşünüyorum.

Baba mesleğini devam ettirmek nasıl bir duygu?
Duygusunu hiç düşünmemiştim aslında gayet güzel. Ama benim amacım baba mesleğinde boynuzun kulağı geçmesi. Küçük bir yerde yaşadığımız için bu mahalle olarak, belde olarak konuşulsun çok istiyorum. Babası gibi kızı diyorlar zaten ama babasından da daha iyi denilmesini çok istiyorum ve bu duygu için evet biraz hırsım var.

Hayata ve işinize dair babanızdan öğrendiniz üç prensip nedir?
Birincisi kesinlikle namuslu, disiplinli bir şekilde çalışmamız. Yani hiç kimseye borcumuzun olmaması diyebilirim. Kendimizden önce çalışanımızı düşünmek. İkincisi; kim olursa olsun en zengininden en fakirine, çalışan işçisinden, bahçıvanından otele gelen en elit misafirine -otel dışında daha önce ticarethanede de- ne yersiniz, ne içersiniz sorusu. Yorgun musunuz? Bir şey ister misiniz? Bu soruların kesinlikle sorulması lazım. Babamın bizde kuralıdır. Üçüncüsü; “Her şey helalinden olsun. Kazanırken hiçbir şekilde kimseden fazla para almayın kimsenin hakkına girmeyin.” der.

Baba mesleğini devam ettirirken işinize katkı anlamında ne tarz yenilikler yaptınız? Siz işe dâhil olduktan sonra neler değişti?
Öncelikle, babam bize güvendiği için turizm sektörüne girdik Göcek’te. Dokuzuncu sezonumuzu yaşıyoruz. İki sene önce de villaları ekledik bünyemize. Villa işine girmeyi biraz da kardeşimle biz istedik aslında. Babam da bizi destekledi. Çünkü otel vardı ama villa çok yoktu Göcek konseptinde. Kalkan, Kaş’a kadar gittik araştırdık. Ona göre babam da sağ olsun maddi ve manevi açıdan bizi destekledi.

İşle ilgili nasıl konularda nasıl karar alıyorsunuz? Babanızın kararları mı uygulanıyor? Yoksa ortak akılla mı işler yönetiliyor?
Kesinlikle ortak akılla işler yönetiliyor çünkü babam da bize, çağa ayak uydurmak için önce bizim fikirlerimizde karar kılıyor. Açıkçası yürütme-iş anlamında kesinlikle bizim sözümüz geçiyor. Ama özellikle maddi anlamda babama hesabımızı veriyoruz.

Kadın girişimcilerin piyasalarda, kamusal alanda ve ticari faaliyetlerde erkeklerle kıyasladığımızda yaşadıkları engel ya da zorluklar var mı?
Ben kendi işletmemiz olduğu için çok görmedim. Yani erkekler ne yapabiliyorsa kadınlar da yapabiliyor kesinlikle. Hiçbir zorluğu görmedim ama evlendikten sonra çocuk sahibi olmak konusu beni düşündürüyor. Bence bunu her kadın düşünüyordur. Ne zaman doğru zaman bilmiyorum.

Kız babalarına ve ülkemiz kadınlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Erkeklere güvenildiği kadar kız çocuklarına da güvenilmesi gerektiğini, kızların daha iyi yetiştirildiğini çünkü hem anneden hem babadan o saygıyı, sevgiyi aldığını düşünüyorum. Kız çocukları değerlidir.

İşinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir? Yaşadığınız bu topraklara katkı sağlamak için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Devlete zaten fazlasıyla vergimizi ödediğimizi düşünüyorum. Bu babamın da sözüdür. “Önce devletimize, bayrağımıza katkınızı verin.” der her zaman. Göcek küçük bir yer. Büyümeyi istiyorum ama şu anda birkaç planımız var. Yine turizm sektöründe devam ederiz diye düşünüyorum.

Babanızdan aldığınız bu bayrağı kime devretmek istersiniz?
Bu çok zor bir soru. Önümü göremiyorum şu anda. İki kardeş işletiyoruz. Muhtemelen böyle sürer gider inşallah.