Kendinizi tanıtır mısınız?
Şöhret Salman Ertan. 1989 yılı Marmaris doğumluyum. İç mimarım.

Babanızla çalışmaya babanızın işini yapmaya nasıl başladınız?
Babamla çalışmaya çocukluğumda başladım aslında. Üniversite hayatım boyunca babamın işlettiği bir ticaret ofisimiz vardı. İç mimarlık ve mobilya üretimi üzerine faaliyet gösteriyorduk. Üniversite bitimine doğru babam ticari faaliyetlerini bitirme kararı alıncaya kadar birlikte çalıştık.

Yeniden seçim şansınız olsa bugün yine bu işi yapma kararı alır mıydınız?

İç mimarlık benim çocukluk hayalim. Yeniden seçim yapma şansım olsa mutlaka, yeniden hep tekrar tekrar iç mimar olmayı isterdim.

Bu işi yapıyorum çünkü…

Çünkü bu benim çocukluk hayalim. En büyük arzum diyebilirim. Yapmaktan en mutlu olduğum şey kendimi huzurlu hissettiğim alan diyebilirim.

Erkek kardeşiniz var mı? Yoksa eğer erkek kardeşiniz olsaydı bugün olduğunuz pozisyonda olur muydunuz?
Ailede erkek kardeşim var. Bir dönem birlikte çalıştık aynı tesiste. Yine bu işi devam ettirecek kişi ben olurdum muhtemelen. Çünkü herkesin ilgi alanı ve yetenekleri çok farklı. O yüzden o kendi alanında devam etme kararı aldı. Bu da bence çok güzel bir örnek. Herkesin kendi seçimlerinin devamını yaşaması çok uygun bence.

Aile işinde babanızla birlikte çalışmanın zorlukları ve kolaylıklarını aktarır mısınız?
Aile işinde baba ile birlikte çalışmanın en büyük zorluğu onun gerçekten çok geniş bir bilgi dağarcığı olduğunu bildiğiniz için yenilik üretmekte ve ona sunmakta çekimser kalabiliyorsunuz. Bu noktada bizim işimiz özellikle tamamen hayal ve tasarımla alakalı olduğu için yenilik üretmek ve bunu sizden daha bilinçli ve gerçekten deneyimli bir bilgi dağarcığı yüksek olan bir kişiye aktarmak ve kabul ettirmek anlamında zorlanabiliyorsunuz. Ama çok şanslıyım ki babam gerçekten yeniliklere açık bir insandı ve biz bu durumun kolayca çözümleyebilmiştik.

İş hayatında babanız ile unutamadığınız, sizin için dönüm noktası olan bir anınız var mı?
Benim iş hayatımda babamla yaşadığım en büyük dönüm noktası, çok ciddi bir proje hazırlığı içindeyken babamın aniden işi bırakma ve emekli olmaya karar vermesiydi. Bu da sanırım benim için çok büyük bir kariyer planlamasına sebep oldu. Mehmet Salman’ın kızı olmaktan çok mutluyum ama bugün kariyerime Şöhret Salman Ertan olarak devam edebiliyorsam babamın bu kararını alması ile olmuştur. En büyük dönüm noktası buydu benim için.

İş hayatımızda babanızın desteği ve güvenliği sizce önemli mi?
Çok önemli. Babam benim için mesleki bir ansiklopedi gibi çünkü. Onun bilgi dağarcığı, onun anlık önemli sorular ve sorunlara karşı çeşitli çözüm üretebilmesi ve her konuda bana her zaman destek olabilecek ciddi bir kaynak olması açısından babamla şu an birlikte hala yola devam edebiliyor olmak benim için çok kıymetli.

Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından sizce kız çocuklarının da erkek çocuklar gibi aile işlerinde yer almasının önemi nedir?
Mutlaka. Zaten her bir bireyin kendi alanında çalışması gerektiğine inanan bir insanım. Yani cinsiyet eşitliği zaten her noktada olmalı. O yüzden iş hayatında kadın ve erkek tüm bireylerin kendi ilgi alanında ve mesleki yeterliliğinde çalışmaları gerektiğine %100 inanan bir insanım. O yüzden eşitliğe tabii ki inanıyorum.

Baba mesleğini devam ettirmek nasıl bir duygu?
Baba mesleğini devam ettirmek gerçekten çok keyifli bir duygu. Çünkü sizin önünüze getirilmiş ve oluşturulmuş gerçek bir eser var aslında. Ve bu eserin üzerine sizin ekleyebileceğiniz, gerçekten sizin yeteneklerinizi ön plana çıkaran bir fırsat bu. O yüzden baba mesleğine devam edebiliyor olmak bence bir insanın kendini ifade edebilmesi ve başarısını kanıtlayabilmesi açısından çok önemli.

Hayata ve işinize dair babanızdan öğrendiğiniz 3 prensip nedir?
Özellikle bizim mesleğimizde olmazsa olmaz kuvvetli bir hayal gücü. “Akıl yerken, fikir dümen.” diye bir sözü vardı. Babamın bana ilk öğretisi buydu. İkincisi koşulsuz güven sağlayabilmek. Yaptığı işi doğru ve tam anlamıyla söz verdiğin şekilde teslim edebilmek. Bizim altın kurallarımızdan biri buydu. Üçüncüsü de dakiklik. Yani bir termin verdiğimizde bunu mutlaka %100 uygulayacağımızı bütün müşterilerimiz ve paydaşlarımız bilir. Bu bizim için bu üç kural gerçekten altın kurallar diyebileceğimiz kurallardır.

Baba mesleğini devam ettirirken işinize katkı anlamında ne tarz yenilikler yaptınız? Siz işe dâhil olduktan sonra neler değişti?
Babam ahşap konusunda duayen olarak bilinen, bölgesinde gerçekten parmakla gösterilebilecek seviyede bir ahşap ustası. Benim ahşaba katkılarım şu olabilir; Onun gerçekten teknik anlamda ahşabın bütün doğası ve kurallarını bilmesinin üzerine benim ona bir vizyon ekleyebilmiş olmam yani onu teknoloji ile ve ekolojinin diğer parametreleri ile birleştirebilmiş olmam sanıyorum buna yaptığım en büyük katkıdır.

İşle ilgili konularda nasıl karar alıyorsunuz? Babanızın kararları mı uygulanıyor? Yoksa işler ortak akılla mı yönetiliyor?
Aslında bu konuda ipleri tamamen bana bırakmış durumda babam. Çünkü bu mesleki yeterliliği sağladığımı düşündüğü anda zaten aslında bütün işleri bana bırakmış oldu. Bu noktada da tabii ki benim karar almam da onun kafasından geçenler ve uyguladıkları çok önem taşıyor. Ama kararların tamamını ben kendim alıyorum.

Kadın girişimcilerin piyasalarda, kamusal alanda ve ticari faaliyetlerde erkeklerle kıyasladığımızda yaşadıkları engel ya da zorluklar var mı?
Mesleki olarak erkek egemen bir meslek dalında olduğumuzu düşünürsek ustaların, çalışanların hatta uygulamacıların tamamının erkek egemen olduğu söyleyebiliriz. Tabii ki iletişim kurmak anlamında bile cinsiyet gerçekten ciddi bir sorun olabiliyor. Ama artık günümüzde daha fazla kadın iç mimarın olması durumu söz konusu olduğu için bu sürecin zamanla daha da iyileşerek düzeleceğini düşünüyorum.

Kız babalarına ve ülkemiz kadınlarına iletmek İstediğiniz bir mesajınız var mı?
Kızlar hayalleri çok sorulan bireyler değil maalesef hala ülkemizde. Bizim aslında en büyük kazancımız hayal gücümüz. Bence kız babalarının, kızlarının özellikle hayal güçlerini kuvvetlendirecek, onları daha özgüvenli, daha mesleğe dair güçlendirecek şekilde özgüven kazandırabilecek şekilde yönlendirebilmelerini isterim. Umarım bu konuda babalar da kızlarını desteklerler. Özellikle iç mimarlık alanında babaların daha mesleki yeterliliği olan imza ve unvan yetkisi olan meslekleri tercih etmesi anlamında desteklediklerini bildiğim için iç mimarların artık ülkemizde daha çok yayılmasını ve babaların bu konuda biraz daha destekçi olmalarını temenni ederim.

İşinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir? Yaşadığınız bu topraklara katkı sağlamak için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Benim özellikle işimin gereği yaptığımız ve tamamladığımız projeler aslında yaşadığınız alanda ciddi bir kimlik oluşturuyor. Benim en büyük temennim, özellikle Marmaris Kaleiçi benim için çok değerli bir nokta. Bu Kaleiçi’nin tarihi ve dokusal olarak kültürel doku olarak anlamında bizim Marmaris’imize uygun ama fonksiyonel olarak da turizme açılabilecek şekle gelmesini sağlamak. Bu bölgenin tasarımında katkı sağlamak. Bu bölgenin belki de yüzü olacak çehreyi tasarlayabilmeyi çok isterim.

Babanızdan aldığınız bu bayrağı kime devretmek istersiniz?

Babamdan aldığım bu bayrağı iki tane kızım olduğu için tabii ki kızlarıma devretmeyi isterim. Umarım onlar da hayal gücünü kullanarak, tasarımcı olma yolunda ilerlemeye karar verirler. Ben de bayrağımı onlara devrederim.