Kendinizi ve işinizi anlatır mısınız?
Ben Rabia FERO. İzmir’de doğdum. Fethiye’de büyüdüm. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi mezunuyum. 15 yılımı babamla beraber noterlik dairesinde geçirdim. Dört yıl önce temelli Fetiye’ye yerleştim. Fethiye’de bir arazimiz vardı babadan kalma. Onu çiftçiliğe uygun hale getirmek için uğraştım. Hala onunla uğraşıyorum.

Babanızla çalışmaya, babanızın işini yapmaya nasıl başladınız? Süreci bize anlatır mısınız?
Benim babam noterdi. Bazı sıkışık günlerinde babama yardım ederdim. Balıkçılık sektöründe çalışıyordum. Sonra İzmir’e dönmek zorunda kaldım. Öyle olunca babamın yanında çalışmaya başladım. Noterlik dairesinde veznedar olarak. 15 yılda bir fiil o şekilde çalıştım, emekli oldum. Hayatıma Fethiye’de değil İzmir’de devam ettim.

Yeniden seçim şansınız olsa bugün yine bu işi yapma kararı alır mıydınız?
Kesinlikle bence dünyanın en güzel işlerinden biri.

Bu işi yapıyorum çünkü…
Bu iş yapıyorum çünkü vatanıma bir nefes, milletime bir hayır olsun istiyorum. Çünkü ağaç dikmek, üretmek çok güzel bir şey. Her gün yeni bir şey öğreniyorum ve beni canlı tutuyor.

Erkek kardeşiniz var mı? Yoksa eğer erkek kardeşiniz olsaydı bugün yine olduğunuz pozisyonda olur muydunuz?
Erkek kardeşim ve kız kardeşim var. İlk başladığımda ortak bahçemizdi burası. Daha sonra bana devrettiler. Kardeşlerim bu işe devam etmek istemezlerdi çünkü ikisinin de daha doğrusu ailemden hiç kimsenin biyolojiyle, tarımla, çiftçilikle veya balıkçılıkla alakası yok.

Aile işinde babanızla birlikte çalışmanın zorluklarını ve kolaylıklarını aktarır mısınız?
Babayla birlikte çalışmak daima kendinizi güvende hissettiriyor. İlk önce bu. Güvende hissettiğiniz zaman daha başarılı oluyorsunuz. Babanızdan kardeşlerinizin ya da daha başka insanların göremediği şeyleri görüyorsunuz. Daha çok an paylaşıyorsunuz ama tabi zorlukları da var. Mesela annenizle kavga etse size yansıyor. Onun dışında başka kötü bir şey yok.

İş hayatınızda babanızla unutamadığınız, sizin için dönüm noktası olan bir anınız var mı?
Benim bütün anılarım babamla ilgili. Bir de insanlar patronlarına benzerlermiş. Benim bir de babam patron olunca ben tümüyle babama benzedim. Dönüm noktası derseniz hayatı onunla öğrendim. Onun prensiplerine daha fazla saygı duydum, nedenlerini anladım. Benim hayatımdır ailem.

İş hayatınızda babanızın desteği ve güveni sizce önemli mi?
İş hayatını bırakın normal hayatta da babanın güveni bir kız evlat için daha doğrusu evlatları için çok önemli. Babanızın sizin arkanızda olduğunu hissettiğiniz an vefat etmiş dahi olsa sonradan bu size korkunç bir güven duygusu aşılıyor. İlk başta babanızı onurlandırmak istiyorsunuz.

Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından sizce kız çocuklarının da erkek çocuklar gibi aile işlerinde yer almasını önemi nedir?
Bence çocuk ayrılmamalı. Evladın kızı erkeği olmaz. Kesinlikle ve kesinlikle ikisine de aynı fırsatlar verilmeli. Ben çok şanslıydım. Bizim ailemizde kız erkek ayrımı yoktu, hiyerarşi vardı. Ondan da ben yararlandım abla olarak.

Hayata ve işinize dair babanızdan öğrendiniz üç prensip nedir?
Bir, dürüst olacaksın. İki, ne iş yaparsan yap iyi yapacaksın. Üç, işinin başında olacaksın. Babamın öngörüleri ve yaşam felsefesi ile devam ediyorum.

Baba mesleğini devam ettirirken işinize katkı anlamında ne tarz yenilikler yaptınız?
Ben baba arazisi üzerinde işimi baştan yarattım. Burası atıl durumda olan 30 yıldır ekilmeyen bir araziydi. Bunun üzerine yeni arazi satın aldım. İşimi büyüttüm. Yeni ağaçlar diktim. Eski ağaçları bakıma soktum. 30 yıldır ekilmeyen bir yeri işler hale getirdim. Yolu yoktu, hiçbir şekilde kenarları yoktu, hiçbir şey yoktu. Şu anda arabayla çiftliğin oraya kadar gidilebiliyor. Eskiden suların içinde geçiyordu. Şu anda insanlar çok rahat bir şekilde benimle beraber aynı şekilde arabalarını geçirip aynı şekilde hayvanlarını otlatmaya götürebiliyorlar.

İşle ilgili konularda nasıl karar alıyorsunuz?
Ben genelde kendi başıma karar veriyorum ama tabii ki öngörülerle devam ediyorsunuz. Başında olmak dediğim gibi, dürüst olmak bir de ben harmanlamayı severim. Alaylılar ve okullar arasında araştırıyorum. Ortak bir nokta verip tekrardan onu işleme sokuyorum ve her gün yeni bir tecrübe oluyor benim için.

Kadın girişimcilerin piyasalarda, kamusal alanda ve ticari faaliyetlerde erkeklerle kıyasladığımızda yaşadıkları engel ya da zorluklar var mı?
Ben şanslıyım. Seki ve Temelköy çok hoşgörülü köyler. Ama genel olarak erkek olarak bakarsanız elbette problemler yaşıyorsunuz. Bir kere hemen gidecek zannediyorlar sizi. O güveni oluşturmak gerekiyor. Onun arkasından “Sen yapamazsın biz senin yerine yapalım, biz senin yerine karar verelim demeler” Bu çiftliği sanki onlar kurmuş gibi onlar yönetmek gibi şeyler oluyor. Bazen gülüyorlar, bazen sorguluyorlar ama onun dışında ben çok büyük bir problem yaşamadım. Ama ben Fethiye’de yaşıyorum.

Kız babalarına ve ülkemiz kadınlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Kesinlikle. Çocuklarınızı sevin ve ayırmayın. Kızın ve erkeğin ayrılması onlarda travma yaratır. Ben çok şükür bu şekilde yaşamadım. Ama yaşananları görüyorum. Çocukların erkeği kızı olmaz. Lütfen çocuklarınızı sevin ve size güvenmeleri için güven ortamı hazırlayın. Bu çok önemli. Güvenin olmadığı yerde yaşam olmaz.

İşinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir? Yaşadığınız bu topraklara katkı sağlamak için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Benim bütün amacım bir katkı sağlamak. Aldığımız her bir nefes, özellikle bu küresel ısınma zamanında benim diktiğim her bir ağaç, diktiğim her bir bitki özellikle fazla su istemeyen bitkiler yetiştirmek bunlar benim için çok önemli. Bunun dışında görmek istediğim şahsi olarak ağaçlarımın o ilk baba yadigârı yerde sallandığını meyve oluşturduğunu görmek istiyorum.

Bu bayrağı kime devretmek istersiniz?
Benim iki tane evladım var. Bana her konuda destek oluyorlar ama ikisi de şu an için bunun içine girmeye hazır değiller. Ben kız erkek diye ayırmıyorum. Hangisi bu işi yapmak isterse bayrağım elindedir ve ben hep arkalarındayımdır. Ben böyle gördüm, böyle devam etmek istiyorum.