Kendinizi ve işinizi anlatır mısınız?

İsmim Pelin TOPANOĞLU ÖKTEN. Başkent Üniversitesi Muhasebe ve Finansal Yönetim Bölümünde okudum. Üstüne İşletme Bölümünde Master yaptım. Sonra da Bodrum’da olmak için geri döndüm. Çalışmak istedim. Bana en uygun mesleğin baba mesleği olduğunu düşündüm. Fakat dışardan bakıldığında pek kadına uygun bir meslek değildi. Kibarca LPG dağıtımı yapıyorum ancak aslında tüpçüyüm. Bildiğimiz evde ya da iş yerlerinizde kullandığınız sanayi tüplerinin servisini yapıyoruz.

Babanızla çalışmaya babanızın işini yapmaya nasıl başladınız? Süreci bize anlatır mısınız?
Bodrum’a geldiğimde yerli bir ailenin kızı olduğum için iş bulmam biraz daha zor oldu benim için. Bodrum’da iş imkânım kısıtlıydı. Hareketli de bir işi seviyordum. İki tane abim var. Onlar farklı dallarda ticaret yapıyorlardı. Bana da kala kala tüp kalmıştı. Bir gün babama gittim “Ben bu işi yapmak istiyorum.” dedim. Bana “Kusura bakma bu kadın mesleği değil, bunu yapamazsın.” dedi. Ben de “Yaparım.” dedim. Uçağa bindim. O zamanki şirket sahibimiz çok kadim bir dostumuzdu. Onun yanına gittim. “Ben geldim, bu işi yapmak istiyorum. Bana destek olur musunuz?” dedim. Önce onlar da inanmadılar, sonra “Seve seve. Biz sana destek olacağız kızım.” dediler. O sözü verdiklerine pişmanlar mı bilmiyorum ama o gün bugündür sağ olsunlar destekçimdiler. Ben de 12 yıldır bu işi yapıyorum.

Yeniden seçim şansınız olsa bugün yine bu iş yapma kararı alır mıydınız?
Yine yaparım.

Bu işi yapıyorum çünkü…
Üretmeyi seviyorum, işimi seviyorum, heyecanı seviyorum, hizmeti seviyorum, insanlarla diyalog kurmayı seviyorum. O yüzden de işimi seviyorum.

Erkek kardeşlerinizin bugünkü pozisyonunuza etkileri var mı?
İki tane abim var. Sağ olsunlar öğrenciliğimden bugünüme kadar kariyerimin her noktasında bana çok destek oldular.

Aile işinde babanızla birlikte çalışmanın zorluklarını ve kolaylıklarını aktarır mısınız?
Öncelikle zorlukları söyleyeyim. Bu kadar güçlü ve adının düzgün olduğu bir firmayı devralmak ve bunu böyle sürdürmek gerçekten büyük bir sorumluluk. Ama bu da inanılmaz bir gurur çünkü açtığınız her kapı, gittiğiniz her yerde babanızın kızı olmak muhteşem bir yaklaşım oluyor. O yüzden de benim işimi çok kolaylaştırıyor. Yani Ethem Topaloğlu’nun kızı geldi dediklerinde benim zaten işlerim hallolmuş oluyor.

İş hayatınızda babanızla unutamadığınız, sizin için dönüm noktası olan bir anınız var mı?
Yani dönüm noktası değil ama babamın sayesinde çok güzel itibar gördüm. Büyük toplantılarda en önde oturdum. Her yerde babamın kızı olarak anıldım. Benim için en büyük itibar budur zaten.

İş hayatınızda babanızın desteği ve güveni sizce önemli etkileri neler?
Tabi ki çok etkili. O “Sana güveniyorum.” dediğinde “Ben senin kadar olabilseydim.” dediğinde zaten her şey o kadar kolay halloldu ki benim için. Ben sırtımı ona yasladıktan sonra önümde hiç kimse duramıyordu zaten.

Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından sizce kız çocuklarının da erkek çocuklar gibi aile işlerinde yer almasının önemi nedir?
Artık toplumda kız-erkek çocuk ayrımının yapılmaması gerektiğine sonuna kadar inanıyorum. Ve bu ayrımı da ortadan kaldırmak için bu iş yapıyorum belki de. Bana ailemin üç erkeği güvendi bu işi yapabileceğim için. Aile içinde ben adaleti gördüm. Ailemin üç erkeği bana adaletli davrandı, işimde de destek oldu. En başta okumamda destek oldu. Sosyal hayatımda destek oldular. Evet, kadınların da aile işinde çalışması çok önemli çünkü artık kız ya da erkek yok biz varız. Güçlü olmalıyız. Onların yapamadıklarını biz yapmalıyız. Bizim yapamadıklarımızı onlar yapmalı. Bu nedenle kadın her yerde olmalı çünkü kadının elinin değdiği her şey güzel oluyor. Ama aile ama çocuk ama iş; hepsi kadın dokununca güzel olur.

Baba mesleğini devam ettirmek nasıl bir duygu?
Baba mesleğini devam ettirmenin duygusunun bende tek bir cümlesi var. Bu hayatta duyduğum en güzel iltifat babasının kızıdır. Ben artık babamın kızıyım.

Hayata ve işinize dair babanızdan öğrendiniz üç prensip nedir?
Sabır. Hep sabret dedi. Sabrederek çok şey kazandım. Sabrederek huzuru kazandım. Sabrederek mutluluğu, başarıyı elde ettim. Sabrederek çalışanlarımla muhteşem bir ailem oldu. Hepimiz bir aileyiz ve beni ben yapan en güzel özelliği kattı bana.

Baba mesleğini devam ettirirken işinize katkı anlamında ne tarz yenilikler yaptınız? Siz işe dâhil olduktan sonra neler değişti?
Ben 90 yaşında bir babanın kızıyım ve 60 küsur yıllık ticari firmayı devraldım. Tabii ki de yenilikler yapılması gerekiyordu. Yani artık güncel dilde AR-GE dediğimiz eksikliklerin yerine getirilmesi gerekiyordu. Bununla birlikte bölgede büyümeyi denedik ve büyüdük. İşte çok ilginç olması ile birlikte kredi kartı kullanmıyorduk onu kullandık, filomuzu yeniledik. Artık daha kurumsal bir yapıya geçtik. Tabi ki bize bıraktıkları o müşterilerle olan samimiyetlerimizde göz ardı etmeden yaptık bunları.

İşle ilgili konularda nasıl karar alıyorsunuz? Babanızın kararları mı uygulanıyor yoksa ortak akılla mı işler yönetiliyor?
Ben hayatımda ve işimde her kararı babama danışırım, son sözü ben söylerim.

Kadın girişimcilerin piyasalarda kamusal alanda ve ticari faaliyetlerde erkeklerle kıyasladığımızda yaşadıkları engeller ve zorluklar var mı?
Engel hep var. Eğer engel var diye kabul ettiğimiz sürece kadınlar olarak engel hep var. Kendi işimden örnek vereyim. Sektörüm erkek sektörü. Ben gidip bir masada oturup belki erkek muhabbeti yapamıyor olabilirim ama işimi düzgün yaptığımda, servisi düzgün yaptığımda ben yine kazanıyorum. Yani ayrımcılığı var saymak da, yok saymak da biz kadınların elinde. Yoksa erkekler buna her zaman engel olacaktır.

Kız babalarına ve ülkemiz kadınlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Kız babaları, kızlarına babalarına güvenebileceklerini öğretsinler. Babasına güvenen kız çocuğu ailesinde de işinde de zaten başarılı olacaktır.

İşinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir? Yaşadığınız bu topraklara katkı sağlamak için neler yapmayı planlıyorsunuz?
İşimle ilgili zaten hayallerimizi gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Biz çok kazanmak, çok yükseklerde olmaktan ziyade bütün çalışanlarımız ve eşleriyle, çocuklarıyla birlikte aile olmayı öğrendik. Çünkü bana babamdan onlar böyle emanet edildi. “Önce çalışanlarını düşüneceksin.” dedi. Biz çok güzel büyük bir aileyiz. Herkes Allah’a şükür adımızdan güzel söz ediyor. Ben zaten bununla başarıya ulaştığımı düşünüyorum.

Babanızdan aldığınız bu bayrağı kime devretmek istersiniz?
Benim de bir oğlum var. Oğluma devretmek isterim diyeceğim ama inşallah onlar çok çok daha güzel yerlerde olurlar. Ben bayrağı önce çalışanlarıma devredeceğim sonra belki onların çocuklarına.