Kendinizi ve işinizi anlatır mısınız?
Ben Gülin Gümüşbulut Şener. 29 yaşındayım. Lisansımı Selçuk Üniversitesi’nde, Master Eğitimimi İzmir İleri Teknoloji’de Kimya Mühendisliği bölümünde tamamladım.
Babanızla çalışmaya, babanızın işini yapmaya nasıl başladınız?
Zaten çok küçük yaşlardan beri birlikteydik bu laboratuvar ortamında. Daha çok lise zamanlarımda dükkana alışmaya başladım. Hem birlikte kolonya üretmeye başladık hem de dükkanda faal olarak birlikte çalışmaya başladık.
Yeniden seçim şansımız olsa yine bu işi yapar mıydınız?
Mesleğimi çok seviyorum. Açıkçası Kimya Mühendisliğini bilerek ve isteyerek, babamın mesleğini uyum sağlaması için tercih etmiştim. Ama mesleği sevmek tamamen bir şans meselesi. Ne mutlu ki mesleğimi icra etmekten de çok mutluyum. Evet yine bu işi yapardım.
Bu işi yapıyorum çünkü…
Çünkü insanların istediği, sevdiği, onları tatmin eden kokular bulmak bana heyecan veriyor.
Erkek kardeşiniz var mı?
Benden bir yaş büyük abim var. O bu mesleği seçmedi. Polis mesleğini icra ediyor.
Aile işinde babanızla birlikte çalışmanın zorlukları ve kolaylıklarını anlatır mısınız?
Öncelikle kolaylıklardan bahsetmek istiyorum. Babam 43 seneden beri bu işi yapıyor. Büyük bir tecrübeden bahsediyoruz. Onun tecrübesini kazanmak, onun bilgi birikimi öğrenmek, uygulamak bana çok büyük kolaylık sağlıyor. Zorlukları şu şekilde olabilir; biraz kuşak farkı olduğu için babam bazı yeniliklere benim kadar rahat ve sıcak bakmayabiliyor. Ben onu birazcık daha ikna etmeye çalışıyorum. Ama sonra kararı ortak veriyoruz.
İş hayatınızda babanızla unutamadığınız, sizin için dönüm noktası olan bir anınız var mı?
Buraya her gün çok farklı insanlar geliyor. Her gün farklı bir anıya sahip olabiliyoruz. Ama şunu hiç unutmuyorum: Biz burada 1 liralık alışveriş yapan kişiye bile fiş kesiyoruz. Bu Vergi Dairesi tarafından da tebrik edildi. Babama, neden bu kadar dikkat etmemiz gerekiyor diye sorduğumda babamın cevabı, hayatım boyunca unutmayacağım bir cümle oldu. “Sana verebileceğim en büyük miras dürüstlük.” demişti. Bu cümle gerek özel hayatımda gerek meslek yaşantımda çok yön göstermiştir.
İş hayatınızda babanızın desteği ve güveni sizce önemli mi?
Çok önemli. Eğer babam olmasaydı bu mesleğe bu kadar hızlı adapte olamazdım. Muğla için demiyorum, insanlar buraya alıştığı için geliyor. Kolonya bir tarih, bir kültür. Bu dükkan da aynı şekilde bir tarih, bir kültür. Müşteriler bazen bana adapte olamıyor, babamı arayabiliyorlar. Kızıyım dediğimde, bir çalışanın değil de kızının vermiş olduğu bir güven söz konusu oluyor. Kesinlikle babamın arkamda bıraktığı o güven benim için çok çok önemli ve değerli.
Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından, sizce kız çocuklarının da erkek çocuklar gibi aile işlerinde yer almasının önemi nedir?
Kız ve erkek diye ayrılmamalı ama kadın toplumda her zaman bir renktir. Ben öyle tanımlıyorum. Giyimiyle, kuşamıyla, gülüşüyle, duruşuyla her zaman bir renktir. Erkeklerde olduğu gibi, kadının da vizyon olarak bu toplumda her türlü meslekte yerinin çok büyük olduğunun bilincindeyim. Hem işyeri hem özel hayat hem sosyal hayat hepsi bir bütün.
Baba mesleğini devam ettirmek nasıl bir duygu?
Çok güzel bir duygu ama eski ve nostaljik bir dükkan. İleride de ben bu dükkanı işlettiğim zaman bu atmosferi hiç bozmak istemiyorum. Her tarafı ile tarih her tarafı ile kültür her tarafı ile anı olan bir dükkan. Çok keyifli ve çok anlamlı benim için.
Hayata ve işinize dair babanızdan öğrendiğiniz 3 prensip nedir?
İlk başta dürüstlük. Daha sonra işine saygı ve güven. Ve en önemlisi galiba samimiyet. İnsanlar buraya samimi duygularla geliyorlar. Tekrar gelmelerinin tek sebebi bence bu üç ilke.
Baba mesleğini devam ettirirken işiniz de katkı anlamında ne tarz yenilikler yaptınız? Siz işe dahil olduktan sonra neler değişti?
Küçük adımlarla başladık. Mesela kullandığımız şişeler İstanbul’dan geliyor. Biraz daha süslü işlerimiz vardı. Ama ben biraz daha gençlere uygun sade şişeler seçmeye başladım. Yurtdışından parfümler geliyor. Ben o parfümleri biraz daha gençlere uygun seçiyorum. Biraz daha gençlerin nabzını yokluyorum.
İşle ilgili konularda nasıl kararlar alıyorsunuz? Babanızın kararları mı uygulanıyor yoksa işler ortak akılla mı yönetiliyor?
İlk başta kurulu düzen var. Dükkan nasıl işliyor? Ürün alımı nasıl oluyor? Önce onu öğrendim. Sonra baktım durumlarda bazı değişiklikler var. Şişe değişikliği olabilir, koku değişikliği olabilir. Ben babama bir teklifle gidiyorum. Eğer ona mantıklı geliyorsa ve yeniliğe açıksa ona göre karar alıyoruz. Eğer “Yok Gülin daha zamanı var.” diyorsa ben biraz arkada durup babamı dinleyen tarafım.
Kadın girişimcilerin piyasalarda kamusal alanda ve ticari faaliyetlerde erkeklerle kıyasladığımızda yaşadıkları engel ya da zorluk var mı?
Yok demeyi isterdim ama toplumsal cinsiyet eşitsizliği gerek Türkiye’de gerek dünyada maalesef ki var. Bir kadın olarak birazcık zorlu bir süreç olabilir. Mesela çok değil 10 müşteriden 1’i kadın olduğum için, hatta babam olmadığı için geri dönen, bana çaktırmayan hem kadın hem erkek müşterilerimiz var. Ama biz yılmadan, pes etmeden bu mücadeleye devam edeceğiz. Kadınlar her yerde.
Kız babalarına ve ülkemiz kadınlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mıdır?
Devamlı üretmek. Bazen pes edebiliriz, bazen yorgun düşebiliriz çünkü bizde insanız. Ama hiç yılmadan vatanımız için, kendimiz için, ailemiz için, en önemlisi toplumumuz için hiç yılmadan mücadele etmek istiyorum.
İşinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir? Yaşadığımız bu topraklara katkı sağlamak için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Dükkanın tüm maddeleri maalesef yurt dışından geliyor. Bir kimya mühendisi olarak, bir proses üreticisi olarak kendi hammaddemizi kendimiz yapmak istiyoruz. Bu benim en büyük hayalim. Gerek esans üretimi olsun, gerek işler biraz daha büyüdüğünde alkol üretimi olsun. Dışa bağımlılığı azaltıp kendi topraklarımızda kendi ürünlerimizi yetiştirebilmek. Neden olmasın?
Babanızdan aldığınız bu bayrağı kime devretmek istersiniz?
Şu anda babamla iki kişi devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte ne olur ne kalır bilemiyorum. Henüz düşünmedim.