Kendinizi ve işinizi anlatır mısınız?
Ben Gülbin YASLAN BALICA. 1984 Muğla doğumluyum. Muğla Sıtkı Koçman Üniverstesi İşletme Bölümü mezunuyum. Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Pazarlama bölümünü bitirdim. 2012 yılından bu yana Mali Müşavir Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlik ruhsatımla birlikte babamla birlikte çalışmaya devam ediyorum. Muğla Yatağan ilçesinde gıda üzerine, Ülkenin önde gelen firmalarından birinin bölge bayiliği ile birlikte gıda üzerinde faaliyet veriyoruz.
Babanızla çalışmaya, babanızın işini yapmaya nasıl başladınız? Süreci bize anlatır mısınız?
Çocukluktan gelişen bir durumdu. Eğitimim de onun üzerine gelişti. Eğitim üzerine bir serbest meslek arayışı değil yapmış olduğumuz. İş ile alakalı olduğu için bu mesleği tercih ettim. Onun arkasına da mali müşavirlikle biraz daha değerlendirip üzerine gittim. Gerekli donanımı sağlıktan sonra da babamın mesleğine aynı şekilde devam ediyorum.
Yeniden seçim şansınız olsa bugün yine bu iş yapma kararı alır mıydınız?
Sonuna kadar alırım. Yaptığım işten çok memnunum. Memnuniyet ve mutlulukla yapıyorum. Zaten o şekilde olmasa, sevmesem devam etmesi mümkün değil bu zamana kadar.
Bu işi yapıyorum çünkü…
Çünkü kızları için babalar bir idolüdür. Babaların yapmış olduğu tüm faaliyetlerde normal kişilik olarak yada ticari faaliyet olarak olsun, onun ön planda yapmış olduğu işi devam ettirmek onlar için ayrı bir gurur kaynağıdır. Ben de bunu yaşıyorum. Onun içinde sonuna kadar devam etmekte kararlıyım.
Ailede erkek kardeşiniz var mı? Yoksa eğer erkek kardeşiniz olsaydı bugün olduğunuz pozisyonda olur muydunuz?
Ben yine olduğum pozisyonda olurdum. Ancak babamın şöyle bir cümlesi vardır: “Kızımı beş erkek çocuğa değişmem. Onun yaptığı işi beş tane erkek çocuğum olsaydı yapmazlardı.” Erkek kardeşim olsaydı, benimle birlikte çalışıp bu kadar özverili olacağına inanmıyorum. Olsaydı ben yine aynı pozisyonda devam etmeye çalışırdım.
Aile işinde babanızla birlikte çalışmanın zorluklarını ve kolaylıklarını aktarır mısınız?
Zorlukları şöyle; önünüzde bir bayrak var. Belli bir yere gelmiş bir düzen var. Geçmişten bugüne kadar getirilmiş, özveriyle çalışılmış bir ortam var ve siz onun içine dâhil oluyorsunuz. Bu bir baskı değil ama, o ortamı geliştirmeyi, daha da ilerletmeyi kendinize görev ediniyorsunuz. Onunla birlikte işinizi devam ettirmeniz gerekiyor. Yani bayrağı bir adım öne götürmek zorundasınız. Bunu geriye düşürmek gibi bir şansımız kesinlikle olamaz. Bu yüzden bir zorluğu var. Kolaylık açısından ise, babanızın önünüzde yapmış olduğu bir faaliyet var. Önümüz açık. Herhangi yeni bir çaba içinde değilsiniz. Arkanızda da onun gücü var aynı zamanda. Onunla birlikte onu ileriye doğru götürmek sadece size kalan görev oluyor burada. Onu da kolaylık olarak değerlendirebiliriz.
İş hayatınızda babanızla unutamadığınız, sizin için dönüm noktası olan bir anınız var mı?
Meslek ve üniversite seçimim var. Ben yedi yaşımdan bu yana babamla birlikte çalışıyorum. Yani şöyle söyleyeyim ilkokula gitmeden önce para birimlerini öğrenmiş durumdaydım. Dediğim gibi mesleğe göre iş değil bu, işe göre meslek seçimi yapmış oldum. Üniversite tercihleri yapılacağında sıralamayı normal puana göre yaptım. O zamanda il olarak genelde İzmir tercihimdi. O zaman babam dedi ki “Sen İzmir’e gidersen geri gelmezsin. Bu işin başına da geçmezsin. Öyle bir düşüncen varsa Muğla’da oku. Ona göre bir düzen kuralım. Onun üzerine devam edelim.” dedi. O benim için dönüm noktası olmuştur ticarette.
İş hayatınızda babanızın desteği ve güveni sizce önemli mi?
Çok önemli. Güven olmadan zaten o ortamda bulunma şansınız çok zayıf. Yani herhangi bir çekişme ortamı olduğunda, onu götürme şansımız çok zayıf. Başka bir yerde olsa, başka bir kurumda çalışıyor olsanız farklı bir şekilde değerlendirebilirsiniz ama babayla birlikte çalıştığınız zaman onun bir artı daha yükü var omzunuzda. O yüzden farklı zorlukları var tabii ki.
Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından sizce kız çocuklarının da erkek çocuklar gibi aile işlerinde yer almasının önemi nedir?
Bence kız-erkek çocuk eşitlik anlamından daha ziyade kızlar bazı ortamlarda ve mesleklerde daha özverili çalışıyorlar. Ben erkeklerden daha özverili ve daha duyarlı çalıştığımı düşünüyorum. Yani kız ve erkek çocuğu tamamen eşit midir? Kızların fazlalıkları vardır eksiklikleri yoktur. Bu anlamda erkek-kız çocukları arasında çok farklı bir şey görmüyorum. Kız çocuklarının yapamadığı bir meslek olduğunu da sanmıyorum. Günümüzde tüm meslek dallarında gayet güzel haklarını vererek yerine getirebiliyorlar.
Baba mesleğini devam ettirmek nasıl bir duygu?
Güzel bir duygu. Gurur verici bir duygu ama aynı zamanda da dediğim gibi yükleri ve sorumlulukları fazla olan bir duygu. Ama her zaman onun arkasında durduğunu, güvenini desteğini bilmeniz gayet güzeldir.
Hayata ve işinize dair babanızdan öğrendiniz üç prensip nedir?
Ticaret süreçtir. En büyük öğrendiğim şey bu. İkincisi “Ticarette baban olarak ben bile gelsem kimseye güvenmeyeceksin. Kendi bilgilerini, kendi doğrularını belirleyip ona göre devam edeceksin. Kişi ayrımı yapmayacaksın.” der babam her zaman. Üçüncüsü de biraz bizim işimizle de alakalı olduğu için müşteriye, ürüne, hizmete her zaman için öncelik vereceksin. Sürekli geliştirmeye çalışacaksın.
Baba mesleğini devam ettirirken işinize katkı anlamında ne tarz yenilikler yaptınız? Siz işe dahil olduktan sonra neler değişti?
En büyük avantajı teknoloji. Günümüzde her şey çok çabuk değişiyor. Teknolojiye ayak uydurmak bizim açımızdan bile çok zor olabiliyor bazı şartlarda. En büyük katkısı teknolojik anlamdaki yenilikleri işe dahil etmek, onlarla birlikte biraz daha ilerlemesini sağlamak olmuştur.
İşle ilgili konularda nasıl karar alıyorsunuz? Babanızın kararları mı uygulanıyor? Yoksa işler ortak akılla mı yönetiliyor?
Belli bir yapı söz konusu. Biz hala babamla birlikte çalışıyoruz. Bırakmış değil şu an işimizi. Benim almış olduğum kararları, onun da belli bir fikir yapısını ve olguyu bildiğimiz için onun çerçevesinde geliştirip yine son karar mercii olarak onay ve fikrini almak açısından son bir kez gözden geçirmesini isteriz her zaman.
Kadın girişimcilerin piyasalarda, kamusal alanda ve ticari faaliyetlerde erkeklerle kıyasladığımızda yaşadıkları engel ya da zorluklar var mı?
Kadın-erkek olarak baktığınız zaman, toplumda hala kadına yapabilir mi, edebilir mi, başarabilir mi gibi bir endişeyle yaklaşım söz konusu. Aslında gözlemlediğiniz ve işin içine girdiğiniz zaman bunun öyle olmadığı çok aşikâr ama hala toplumun belli kesimlerinde bu ön yargı var. O yüzden zorlukları devam ediyor tabii ki.
Kız babalarına ve ülkemiz kadınlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Ben kadınların her alanda, her işte normalde olması gerektiğinden daha fazla özverili ve duyarlıkla ile çalışıp daha başarılı olabileceklerini, o sorumluluğu yeri geldiğinde erkeklerle kıyaslandığında onlardan kat kat daha fazla üstlenebileceklerine inanıyorum. Bu yüzden de kadınları iş hayatında erkeklerden bir tık daha önde görüyorum.
İşinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir? Yaşadığınız bu topraklara katkı sağlamak için neler yapmayı planlıyorsunuz?
İşimiz sürekli insana hizmet zaten. İnsana hizmette her geçen gün şartların geliştiği bir ortam olduğu için, önümüzdeki günlerde de aynı sosyal ortamları, ticari faaliyetleri ve farklı teknolojik gelişmelere ayak uydurarak topluma hizmete devam etmek.
Babanızdan aldığınız bu bayrağı kime devretmek istersiniz?
Benim de bir kızım ve bir oğlum var. Çocuklarıma devretmek isterim. Onların da aynı şekilde devam etmesinden, aynı özveriyle çalışmasından mutluluk duyarım.