Kendinizi ve işinizi anlatır mısınız?
Ben Gonca Köksal. 40 yaşındayım. 10 yaşında Korhan isminde bir oğlum var. Şehir plancısıyım. Belediye Meclis Üyesiyim. Menteşe Merkez ilçede ve Büyükşehir Belediyesinde İmar Komisyonlarında görev alıyorum. İşim şehir bölge planlama. Şöyle tanımlayabilirim bunu; bir şehri ya da bir kentin bir parçasını farklı kullanımlarla nitelendirmek. Bu bölge ticaret alanı, bu bölge okul alanı, bu bölgede konut alanı olacak, burada rekreasyon alanları, şurada parklar yer alacak gibi. Böyle fonksiyonlar vermek bizim işimiz ve bunlarda değişiklik yapmak şehir planlamanın ana konusu.

Babanızla çalışmaya babanızın işini yapmaya nasıl başladınız?
Aslında babamın işini yapmaya üniversite tercihini yaparken başlamış oldum. Genelde tercihim eczacılık yönündeydi ama babam bir tane şehir bölge planlama tercihi yapmamı istedi benden. Ben de bunu sorgulamadan kabul ettim ve tesadüf ki o bölümü kazandım. Bu şekilde bu sürece girmiş oldum. Daha sonra bu çalışma alanında, serbest meslek hayatında da babam çok etkili oldu seçimimde.

Yeniden seçim şansınız olsa bugün yine bu iş yapma kararı alır mıydınız?
Her ne kadar zaman zaman şikâyet etsem de, zorlukları olsa da evet tekrar bu işi yapma kararı alırdım.

Bu işi yapıyorum çünkü…
Çünkü artık bu işi iyi biliyorum ve başardıkça tatmin oluyorum.

Erkek kardeşiniz olsaydı bugün olduğunuz pozisyonda olur muydunuz?
Bir kız kardeşim var. Erkek kardeşim yok. Olsaydı da eminim ki yine bugün bu işi bu pozisyonda yapıyor olurdum.

Aile içinde babanızla birlikte çalışmanın zorluklarını ve kolaylıklarını aktarır mısınız?
Babamla çalışmanın çok ciddi bir zorluğunu yaşamadım. Sadece ilk çalışmaya başladığım senelerde belki iki-üç sene şöyle şeyler yaşanıyordu. Örneğin müşterilerimiz ile bir iş görüşmesindeyiz. Bir konu üzerine fikrimi beyan ettiğimde “Hayır hayır öyle değil, böyle olacak.” dediğinde demoralize oluyordum. Ama ondan sonraki dönemde babamın tecrübesi ve bilgi birikimi, iş çevresindeki ilişkileri hepsi bana kolaylık oldu ve yolumu açtı.

İş hayatınızda babanızla unutamadığınız sizin için dönüm noktası olan bir anınız var mı?
Üniversiteyi bitirdim, mezun oldum ve yüksek lisans için İstanbul’dan eşyalarımı toparlayıp Ankara’da ODTÜ’ye gittim. Başladım fakat olaylar umduğum gibi gelişmedi. Okulu dondurup Muğla’ya geldim. Kafamda tekrar İstanbul’a dönmek vardı. İstanbul’a dönene kadar Muğla’da ailemle vakit geçiririm diye düşünmüştüm. Ama o sırada babam bana hiç sormadan gidip belediyenin yanından bir büro kiralamış ve “Senin büron burası, artık başlıyorsun” dedi. Öylece meslek hayatına başladım. Bu ciddi bir dönüm noktası oldu benim için.

İş hayatınızda babanızın desteği ve güveni sizce önemli mi?
Tabii ki çok önemli. Onun dürüstlüğü, onun kurduğu ilişkiler, onun bilgi birikimi benim önümü her zaman açtı. Bugün buradaysam babamın sayesinde.

Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından sizce kız çocuklarının da erkek çocuklar gibi aynı işlerde yer almasını önemi nedir?
Bence kız çocukları ve erkek çocuklarına kesinlikle eşitlikçi yaklaşılmalı. Tabi ki kız ve erkek çocukları çok farklı. Bu farklılıkları bilerek ama kesinlikle eşitlikçi davranılmalı diye düşünüyorum. Yani kız çocuklarına verilen görevler erkek çocuklarına da verilmeli, yetiştirilme aşamasında. Ya da tam tersi. Çünkü bu toplumun içinde eşitiz ve birlikte var olabiliriz ancak. Bu da bizi kuvvetlendirir.

Baba mesleğini devam ettirmek nasıl bir duygu?
Güzel bir duygu. Çok katkısı oldu bana. Baba mesleğine devam ettiğim için mutluyum.

Hayata ve işinize dair babanızdan öğrendiniz üç prensip nedir?
Birincisi babamın iş anlamında ve hayata bakışındaki dürüstlük. İkincisi netlik, üçüncüsü de adil olmak.

Baba mesleğini devam ettirirken işinize katkı anlamda ne tarz yenilikler yaptınız? Siz işe dâhil olduktan sonra neler değişti?
Ben mezun olup geldikten sonra teknoloji alanındaki yeniliklerden daha çok faydalanmaya başladık. Çizimlerde, elle çizim yerine artık bilgisayar ortamında çizimler yapmaya başladık. Güncel bilgileri ve gelişmeleri yakından takip etmeye başladık.

İşle ilgili konularda nasıl karar alıyorsunuz? Babanızın kararları mı uygulanıyor yoksa işler ortak akılla mı yönetiliyor?
Şu anda babam meslekten çekilmeye başladı. Eskisi kadar aktif değil. Genellikle karar alma işi bende. Özgürce kararlarımı alabiliyorum iş alanında ama takıldığım, çıkmaza girdiğim noktalarda babama danışır, onun fikrini alırım. Ortak akılla elde ettiğimiz sonuçla yürüyorum.

Kadın girişimcilerin piyasalarda, kamusal alanda ve ticari faaliyetlerde erkeklerle kıyasladığımızda yaşadıkları engel ya da zorluklar var mı?
Kesinlikle kadınların yaşadığı zorluklar var. Kamusal alanda da, iş alanında da her alanda var. Çünkü karar verme mekanizmalarının içindekiler genellikle erkekler. Kadınlar bir şekilde bunun içinde çok var olamıyor ya da varlığını yüksek noktalara taşıyamıyorlar. Böyle olunca tabii ki erkeklerin karar aldığı bir dünya daha çok erkeklere göre şekilleniyor ve zorluklar yaşıyoruz.

Kız babalarına, ülkemiz kadınlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Kız babalarına öncelikle, kız çocuklarının geleceklerine değer vermelerini tavsiye ediyorum. Çünkü bu toplum, bizler ancak bir arada, kadın ve erkek olarak birlik içinde var olup hareket edebilirsek ileriye taşınabilir. Örneğin bir proje gerçekleştirilecek diyelim, kadınların özelliklerini dikkate alırsak o projenin belki yaratım sürecinde, arka planında kadının çok daha aktif olabilirken, onu hayata geçirme, aksiyon alma noktasında erkek daha aktif görev alabilir. Bu ikisi çok önemli konular ve bir araya gelince bizi ileriye taşıyabilecek bir noktaya geliyor. O yüzden erkek çocuğu ve kız çocuğu aynı haklara sahip olmalı ve eşitlikçi davranılmalı.
Ülkemiz kadınları; hepimizin bu dünya için, bu ülke için, memleketimiz için ve bu topraklar için mutlaka yapabileceği çok şey var. Kimimiz yönetim mekanizmalarında yer almaya çabalarken ve burada yer alabilirken kimimiz belki sadece evimizdeki atıkların dönüştürülmesinde bir hassasiyet göstersek bile bu bir katkı. Herkes kendini bilerek, kendine kattıklarını bilerek bir şeyler yapmalı ve kesinlikle bu akışa seyirci kalmamalı. ‘Ben de varım.’ demeli. Hayatı bir noktasından dönüştürmeli diye düşünüyorum.

İşinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir? Yaşadığınız bu topraklara katkı sağlamak için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Benim mesleğim zaten bu topraklarla çok ilişkili. Şehir planlama dediğimiz şey, bu topraklarda ne zamana kadar ne yapılacağını planlamakla ilgili. Yani toprak anayı korumak, kültürel ve tarihi değerlerimizi korumak. Çünkü bunlar bize birer emanet. Gelecek nesillere aktaracak şekilde öne çıkarıp parlatmak ödevimiz. Bunu yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.

Babanızdan aldığınız bu bayrağı kime devretmek istersiniz?
Oğluma diyemiyorum çünkü onu hayattaki tercihlerinin nasıl gelişeceği noktasında bir şey söylemek için çok erken. Gerçekten gönülden sahiplenen kim olursa ona devretmek isterim.