Kendinizi ve işinizi anlatır mısınız?
Adım Deniz Dakikoğlu. Ankara doğumluyum. 1981 senesinde ailemle beraber Datça’ya yerleştim. Bir dönem babamın işleriyle ilgilenerek kendisine yardımcı oldum. Fırın işletmeciliği yaptı. Arkasından restoran açtı. Aile işletmesi olduğu için bizler de işlere dahil olduk. 1981 senesinde baba kız işletmesi olarak bu işe başladık. 10 yıl kadar sonra, 1993 senesinde de kendi iş yerimi açmış oldum. Yani babamın işini, o rahmetli olduktan sonra ben devam ettirdim. Çok mutluyum Datça’da yaşamaktan. Evliyim. İki kızım, bir torunum var.

Babanızla çalışmaya, babanızın işini yapmaya başlama sürecini anlatır mısınız?
Datça’ya geldiğimizde babam burada bir restoran açtı ve adına da benim adımı verdi. Aile işletmesi oldu. Aslında her şey kendiliğinden gelişti. Çok kurumsal bir şekilde başlamamıştık. Turizm bölgesi olduğu için yapılabilecek işlerden biri restoran işletmeciliğiydi. Babamla beraber başladık ve devam ediyorum.

Yeniden seçim şansınız olsa bugün yine bu iş yapma kararı alır mıydınız?
İşletmeciliğin zor olduğunu kabul ediyorum. Ama çok keyifli bir iş. Yeri geliyor geriliyor, yeri geliyor seviniyoruz. Tabi ki yine bildiğim işi yapmak ister, bu işi yapardım.

Bu işi yapıyorum çünkü…
Bu işi severek yapıyorum. Toplumla, insanlarla beraber oluyoruz. Her anlamda keyifli, hareketli günler geçiyor. Pandemi döneminde evde oturduğumuz zamanlar çok sıkıldık ve işimizin ne kadar keyifli olduğunu daha da anladık.

Erkek kardeşlerinizin bulunduğunuz pozisyonda bir etkisi oldu mu?
İki erkek kardeşim var. İkisi de farklı sektörlere yöneldi. Babamın işini ben devam ettirdim.

Aile işletmesinde babanızla birlikte çalışmanın zorluklarını ve kolaylıklarını aktarır mısınız?
Babamla çalışırken çok zorluk yaşamadım. Çünkü baba kız ilişkileri her zaman farklıdır. Anne de bir etken rol oynuyor ama ben hiç zorluk çekmeden, güzel bir şekilde babamla bu işimi yürüttüm. Kendi adıma zorluğunu yaşamadığımı söyleyebilirim.

İş hayatınızda babanızla unutamadığınız, sizin için dönüm noktası olan bir anınız var mı?
Babamla bu işe başladığımız zaman çok büyük zorluklar yaşadık. Çünkü o dönem bu kadar rahat bir teknoloji yoktu. Her şey birebir tek tek elle yapılırdı. O dönem bu işin zorluğunu gördüğüm için babamla rahat bir şekilde yürüdük.

İş hayatınızda babanızın desteği ve güveni önemli mi?
Tabii ki. Bir büyüğünüzün yanınızda olması, onun desteği çok önemli. Bu her işte böyle. Babaya sırtımızı dayamanın rahatlığı hepimiz için geçerli. Babamla olduğum sürece çok rahattım, çok mutluydum. Ama kendisini biraz erken kaybettik. Devam ettiriyorum. Keşke bu günlerimizi görseydi diyorum. Bu kadar zaman beraber olduk, zorluklara katlandık, çok güzel günlerimiz de oldu. Şimdi bu günlerimizi görebilseydi herhalde benimle daha çok iftihar ederdi.

Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından, kız çocuklarının erkek çocuklar gibi aile işlerinde yer almasının önemi nedir?
Şu dönem çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Kadınların, kızların ayakta kalması için kendi işlerini yapmasını öneriyorum. Özellikle yanımda çalışan kadın elemanlara bunu çok dile getiriyorum. Eşleri, aileleri olabilir ama hayatın ne getireceğini bilemediğimiz için her zaman kendi ayaklarının üzerinde durmaları gerektiğini ifade ediyorum. Ben iki kızımı da işletmeci yaptım. Babadan kıza, kızdan kıza geçmiş oldu. İkisi de kendi ayakların üstünde duruyor çok şükür.

Baba mesleğini devam ettirmek nasıl bir duygu?
Atılan bir tohum gibi düşünün bunu. Bu tohumun büyümesi, yeşermesi ne kadar önemliyse bu da o kadar önemli. Devam ettirebildiğim için çok mutluyum.

Hayata ve işinize dair babanızdan öğrendiniz üç prensip nedir?
İşletme döneminde her sene bir şey öğreniyoruz açıkçası. Babamın da döneminde de insan ilişkilerinin çok önemli olduğu, adil olunması gerektiği ve işin sahiplenilmesi gerektiğini çok iyi hatırlıyorum.

Baba mesleğini devam ettirirken işinize katkı anlamında ne tarz yenilikler yaptınız? Siz işe dahil olduktan sonra neler değişti?
Babamın tecrübesine dayanarak ben de birkaç yenilik yaptım. İşimiz birdi iki oldu. İki mekan birden olmuş oldu. her sene bir yeniliğimiz oluyor tabii ki ama tecrübe başlı başına bir olay diyebilirim.

İşle ilgili kararları nasıl alıyordunuz? Babanızın kararları mı uygulanıyordu yoksa işler ortak akılla mı yönetiliyordu?
Ortak kararlar alınıyordu. Ortak bir düşünce çerçevesinde gittiğiniz zaman, bir elin nesi var iki elin sesi var mantığıyla ortak kararlarla ilerledik.

Kadın girişimcilerin piyasalarda, kamusal alanda ve ticari faaliyetlerde erkeklerle kıyasladığımızda yaşadıkları engel ya da zorluklar var mı?
Engel ve zorluklar tabi ki var. Kadın erkek eşit diyoruz ama bazı yerlerde ister istemez bu engeller çıkıyor. Fakat şu dönem, Muğla olarak kadın girişimcilerin en çok olduğu il olduğumuz için çok mutluyum. Bu bizim büyük bir adım attığımızı gösteriyor. Kadının yavaş yavaş ön plana çıkması güzel bir şey.

Kız babalarına ve ülkemiz kadınlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Kız çocukları için baba rolü çok önemli. Baba onların bütün hayatını etkileyebiliyor. Kızların ayaklarının üzerinde sağlam durabilmeleri için babalarıyla aralarındaki diyaloğun çok iyi olması gerekiyor. Babaların her zaman kızlarına destek vermesi lazım ki güçlü olsunlar. Güçlü toplum, güçlü bir yarın olalım.

İşinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir? Yaşadığınız bu topraklara katkı sağlamak için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Ben bu işe 1983’te babamla beraber başladım. Datça’ya turizm anlamında çok büyük yenilikler güzellikler getirdiğime inanıyorum. Yeşim Teras olarak bir marka yarattım. Muğla’da Datça’da önemli bir marka olduğunu düşünüyorum. Gençlerimizin bizi örnek alarak bu sektöre adım attıklarını görmek beni çok mutlu ediyor. Sağlıklı olduğumuz ve topluma faydalı olduğu sürece mutluluğumuz devam edecek. Örnek olmak güzel bir şey.

Babanızdan aldığınız bu bayrağı kime devretmek isterseniz?
Ben şu an kızlarıma devretmedim ama devredeceğim inşallah. Büyük kızım Maliye Bölümünü bitirdi. Evlendi. Küçük kızım da İşletme Bölümünü bitirdi. İkisi de şuan bizim sektörde. Beraber çalışıyoruz. Bayrağı yarı yarıya devretmiş oldum aslında ama Allah sağlık sıhhat verdiği sürece devam edeceğim.