Kendinizi ve işinizi anlatır mısınız?
Ben Ayşegül GÜNAYDIN. 28 yaşındayım. Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun oldum ve 2018 yılından beri babamla çalışıyorum.
Babanızla çalışmaya, babanızın işini yapmaya nasıl başladınız?
2018 yılında hiç planlanmayan bir şekilde babamla çalışmaya başladım. O zamandan beri devam ediyoruz. Çok keyifli bir süreç.
Yeniden seçim şansınız olsa bugün yine bu işi yapma kararı alır mıydınız?
Evet, kesinlikle.
Bu işi yapıyorum çünkü…
Bir kere turizm sektörüne faaliyet gösteren bir iş yapıyoruz ve gıda işi yapıyoruz. Turizmin de, gıdanın da sonu olmadığı için mantıklı bir yatırım.
Erkek kardeşiniz var mı? Yoksa eğer, erkek kardeşiniz olsaydı bu gün olduğunuz pozisyonda olur muydunuz?
Bir tane erkek kardeşim var. O da bizimle çalışıyor. İkimizin de işe başlama süreçleri ve şekilleri aynı şekilde. O da mezun olduktan sonra dâhil oldu. Biz zaten süreci birlikte götürüyoruz.
Aile işinde babanızla birlikte çalışmanızın kolaylıklarını ve zorluklarını aktarır mısınız?
Sizden bir beklenti var haliyle. Tabi ki de zorlayıcı, kasıntı bir beklenti değil ama onun beklentilerine ve güvenine layık olmaya çalışıyorsunuz. Bu bir nebze stresli bir durum. Onun haricinde, işinde çok profesyonel ve bu işin duayeni olan birinden bu işi öğrenip onun bayrağını temsil edip, devam ettirmek çok gurur verici bir şey. O yüzden güzel.
İş hayatınızda babanızla unutamadığınız sizin için dönüm noktası olan bir anınız var mı?
İlk işe başladığım zaman bir otelimiz bizden alelade bir ajanda istedi. Ajandayı ben bizim normal Güntop ajandası olarak sorduğunu düşündüm. Ajandamızın olmadığını söyledim. “Bu sene ajanda bastırmadık o yüzden size ajanda veremeyeceğiz.” dedim. Bunu da bu şekilde raporladım çünkü işe yeni başladım her şeyi raporluyorum. Babam “Ajanda yok mu dedin?” dedi, “Evet, yok dedim. Çünkü logolu ajandamız yok.” dedim. “Logolu ajanda yoksa bile alıp vereceksin. Satın alma bunu senden istemiş. Yok demek yok bizim işimizde.” dedi. O zaman benim için dönüm noktası oldu. Bugün müşteri memnuniyeti anlamında hem kendi alanımızda hem de diğer konular da müşteriye hiçbir şekilde yok demiyoruz. Firmamızın da bu konuda öncü olduğunu düşünüyorum.
İş hayatınız da babanızın desteği ve güveni sizce önemli mi, etkileri neler?
Çok fazla önemli. Bana bu kadar güvenmeseydi, bu kadar destek olmasaydı, onun bu güvenine ve desteğine layık olma çabam beni ekstra perçinliyor ve daha büyük bir başarı katıyor diye düşünüyorum.
Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından sizce, kız çocuklarının da erkek çocuklar gibi aile iş yerinde yer almasının önemi nedir?
Bizim ailemizde hiçbir zaman kız-erkek ayrımı yapılmadı. Planlamamız kız-erkek ayrımı yapılmadan oldu. Bu çok önemli bence. Her baba, her aile kızını desteklemeli. Kız da her şeyi yapabileceğine kendi inanıp bu yolda yürümeli.
Baba mesleğini devam ettirmek nasıl bir duygu?
Çok gurur verici bir duygu. Dediğim gibi de Bodrum’da lider marka olması, 30 yıllık bir başarının olması ve bu başarıya ortak olup devam ettirme düşüncesi gayet güzel.
Hayata ve işinize dair babanızdan öğrendiğiniz 3 prensip nedir?
Ticaret yapıyoruz ama ticaret yaparken bile paranın her şey olmadığı. Para hayatımızda sadece araç. Asla amacımız değil. Amacımız, insan ilişkilerine hizmet etmek. Zaten insan ilişkilerini iyi tutup da iyi bir hizmet sunduğumuzda, para da beraberin de geliyor. O yüzden parayı amaçlamamak.
İkincisi, kesinlikle dürüstlük. Hem ticarette hem kendi hayatımızda. Çünkü babamın hep söylediği bir şey vardır: ‘’Yapamayacağın şeylerin sözünü verme. Bir şeyin sözünü de bir şeyin verdiysen mutlaka yap.’’
Üçüncü olarak, kesinlikle çalışma prensibi ve disiplin. İş hayatındaki disiplin kesinlikle çok önemli. Onu da babamdan ekstra öğrendim.
Baba mesleğini devam ettirirken, işinize katkı anlamında ne tarz yenilikler yaptınız? Siz işe dâhil olduktan sonra neler değişti?
Babam çok kemik bir kadroyla çalışıyor. 30 yıllık personeli var. 20 yıllık personeli var. Birlikte yol yürüdüğü personeli var. Ve evet profesyoneliz ama bundan 4-5 yıl öncesine kadar iş güvene bağlı ilerliyordu. Evet, hala şirkette güven var. Ama bu 4-5 yıl önce, şans eseri tüm ekibin değiştiği bir dönemde ben de işe başladım. Bu ekibin daha fazla dijital olması, daha fazla veri girişini destekliyor olması bir avantaj oldu. Dijitalleşmek çok önemli. Kayıt sistemine, veri kaydına daha fazla önem verip, raporlama sistemlerini daha çok kullanıyoruz. Böyle bir etki olduğunu söyleyebilirim.
İşle ilgili konularda nasıl karar alıyorsunuz? Babanızın kararları mı uygulanıyor, yoksa ortak akılla mı işler yönetiliyor?
İşler kesinlikle ortak akılla yönetiliyor. Babama sormadan hiçbir karar almıyorum. Genelde de ortak kararı vermiş oluyoruz. ‘Hayır, o öyle değil, böyle olmalı’ dediği noktalar da oluyor, ‘haklısın’ dediği noktalar da oluyor.
Kadın girişimcilerin piyasalarda, kamusal alanda ve ticari faaliyetlerde erkeklerle kıyasladığımızda yaşadıkları engel ve zorluklar var mı?
Ben artık bu engellerin kaldığını düşünmüyorum. Çünkü toplumumuz bu konuda çok gelişti. Kadının önünü çok açıyor. Kadınların artık iş disiplini konusunda en azından erkekler kadar kabul edildiklerini düşünüyorum. Kadınların tek dezavantajı, hamilelik ve doğum süreci olabilir. Hamilelik ve doğum sürecinde kadınlar biraz iş hayatından kopmuş gibi düşünülüyor. Ancak o süreçte de biraz desteğe ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.
Kız babalarına, ülkemiz kadınlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Mutlaka babalar kızlarına, kızlar da kendilerine güvenmeli.